“bilgelik, ölüme değil yaşama kafa yormaktır”

Olumsuzluklara ve ölüme kafa yorma yerine yaşama kafa yormanın daha insani bir davranış biçimi olduğunu onaylıyorsak, “Yaşam Nedir?” kitabını değişen bakış açımızla okumamızda yarar var.

Heyecanlı bilimsel çalışma öykülerini okurken birçoğunda Erwin Schrödinger’in Yaşam Nedir? kitabına yapılan göndermeyle karşılaştım. Daha önce okuduğum halde zihnimde kalanları yeterli bulmadım. Kitabı bir de 80’li yaşların penceresinden bakarak gözden geçirdim. Mehmet Doğan’ın dilimize kazandırdığı Pan Yayıncılık’ın Eylül 2022’deki dördüncü baskısından yola çıkarak bu eseri niçin okumamız gerektiğine ilişkin ulaştığım yargıları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yazar önsözünde önemli anımsatmalar yapıyor:

Birincisi, “Atalarımızdan, her şeyi kapsayan ve aynı zamanda bir bütün halinde birleştirilmiş güçlü bir özlem miras aldık” diyerek, bilginin evrensel yanına ve güvenilmesi gereken araç olduğuna değiniyor. İkincisi, “Bilinen her şeyi birleştirip bir bütün oluşturmaya yarayacak güvenilir malzemeyi ancak yeni elde etmeyi başardığımızı açıkça hissediyoruz; ama öte yandan tek başına bir aklın, bilginin uzmanlaşmış küçük bir kısmından fazlasına egemen olması neredeyse olanaksız hale gelmiştir” anlatımıyla da bilimin indiği ayrıntıyı kavramak için çok akla olan ihtiyaç kadar teknik desteklere olan artan ihtiyaçla ilgili uyarısını yapıyor. Ve Spinoza’dan bir alıntıyla gerçek insan olmanın odağına ışık tutuyor: “Özgür bir insanın, ölümden daha az düşündüğü bir şey yoktur; bilgelik ise, ölüme değil yaşama kafa yormaktır.”

ÇOK BÜYÜK SAYILAR ÇAĞI

Ulaştığımız bugünlerde uçtan uca kesintisiz gözleme, izleme, sayısallaştırma, görselleştirme ve kavramlaştırma konusundaki potansiyeller yazarın uyardığı, istatistik yasalarının büyük sayılarla ilgili olması, çoklu belirsizliklerin azalması yerine giderek artması nedeniyle bugünlerde üzerinde derinliğine düşünülmesi gereken sorunumuzdur.

“Yaşam nedir?” kitabının derinliklerine dalış yaptığınızda, ilgi odağımızda olmasa bile işlenen konular bizi ister istemez bildiklerimizin dışındaki yaşamlar, anlayışlar ve davranışları yönlendiren etkenlerle yüzleştiriyor.

“Moleküler kararlılık nedir?” sorusunu zihninizde netleştirmemişken, birkaç sayfa ilerlediğinizde atomlardan meydana gelen başka yapıların yaşamı nasıl etkilediğinin farkına varınca zihin dünyanızda arayışlar hızlanıyor. Yalın bir soru yaşamı anlamanın ne denli ciddi emek gerektirdiğini yüzünüze vuruyor:

“Bir altın sikke, iki bin yıl bir mezarda gömülü kaldığı halde üzerine basılmış olan resmin hatlarını aynen muhafaza etmiyor mu?”

Altının dayanıklılığı, dış etkenlere karşı kendini korumasının nedenleri açıklayabilirsek, oradan yaşamı korumanın, dayanıklılığını artırmanın, kalitesini yükseltmenin yol ve yöntemlerini arama merakı filizlenmeye başlıyor.

Merakla ve kararlılıkla anlamak için kitabın derinliklerine yürüyüşünüzü sürdürürken ünlü bilim insanı Schrödinger’in organizmaların yaşam döngüsündeki oluşumlar anlaşıldıkça, cansız maddelerde bulunmayan, eşsiz ve hayranlık uyandıran “süreklilik ve düzenlilik” olgusu konusundaki açıklamaları bildiklerinize yeni boyutlar ekliyor. Diyor ki, “bu durumun, her hücredeki toplam atom sayısının ancak küçük bir bölümünü temsil eden son derece düzenli bir grup atomun denetiminde olduğunu görürüz. Hatta mutasyon mekanizmasıyla ilgili oluşturduğumuz görüşümüzü referans alırsak eşey (tohum) hücresinin ‘hükmeden atomlar’ grubu içinde yalnız birkaç atomun yer değiştirmesinin, organizmanın büyük ölçekli kalıtım özelliklerinde belirli bir değişiklik yaratmaya yeterli olduğu sonucuna varırız.”

Yaşamda küçük darbelerle büyük dönüşümlere sebep olan sabırlı evrim sürecinde “mutasyonları” hepimizin anlayacağı yalınlıkta sunuyor yazar:

“Bu dönüşüm malzemesi ve onun oluşmasını sağlayan şey, kendiliğinden oluşan ve kalıtsal olarak aktarılan mutasyonlardır. Fakat, mutasyonların seçilimi açısından taşıyıcılarının davranışı, yaşam alışkanlıkları çok önemlidir ve belirleyici etkisi vardır: Öyle olmasaydı türlerin kökeni, yani seçilimin süreç boyunca izlediği açıkça yönlendirilmiş eğilimler, sonuçta yine de sınırlı olan ve bu sınırların da ne olduğunu iyi bildiğimiz uzun zaman aralıklarında bile anlaşılmazdı” diyor. Daha sonra, “en önemli noktanın çeşitlenme, mutasyon ya da mutasyon artı biraz seçilim yoluyla biraz elde edilmiş yeni bir özelliğin ya da özellikle değişikliğinin, organizmayı, çevresiyle ilişkili olarak o özelliğin yararlılığını artırma eğilimi taşıyan, dolayısıyla da seçilimin perçinlenmesine yol açan bir etkinliğe sürüklediğini” anlıyoruz.

KENDİNİ YENİLEMENİN ÖNEMİ

“Yaşam Nedir?” kitabının yazarı bir fizikçi, ama evrende yaşanan her şeyi merak eden fizikçi. Düşünceyi de inancı da siyaseti de hukuk sistemini de teknolojiyi de hep yaşamı anlamak için sorgulayan biri.

Düzenli bir akış sağlama yaşamı sürdürme kadar yaşam kalitesini artırmanın yollarından biri. Yazara göre düzenli olay akışını sağlamak için, “bir atomik düzenlenmiş yapısının periyodik bir kristalde ya da çok sayıda özdeş molekülden oluşan sıvı ya da gazda olduğu gibi kendini çok kez yenileyebilmesi gerekir.”

Ünlü bilim insanı Schrödinger, bilinçliliği, “canlı maddenin eğitimini yönelten, ama yeri geldiğinde de öğrencisini yeterince eğitimini aldığı işleri halletmesi konusunda kendi başına bırakan bir öğretmendir” şeklinde tanımlıyor. Evreni anlama sürecimizin ise varılacak en üst ya da optimum bilgi ve anlayış düzeyine ulaşmanın mümkün olmadığını düşündüğünü söylüyor ve ekliyor “bununla kastettiğim şey, sürdürmekte olduğumuz çeşitli bilimsel, felsefi ve dini araştırmalarımız sayesinde mevcut bakış açımızın daha da güçlenip iyileştirilmesi olasılığı değil.”

Düşünceleri, eserleri ve ileriye doğru etkileriyle kendini küresel ölçek kanıtlamış bir bilim insanının bugün de bilim çevreleriyle birlikte entelektüel ortamı etkileyen eserinde, belirsizlik, nesnellik, sebep-sonuç ilişkisi gibi günümüz sorunlarını çözmenin kavramsal gelişmelere katkısını öğrenme merakımız varsa, kitabı okumuş olsak bile bir kez daha okumak zihin dünyalarımızı zenginleştirecektir. Olumsuzluklara ve ölüme kafa yorma yerine yaşama kafa yormanın daha insani bir davranış biçimi olduğunu onaylıyorsak, Yaşam Nedir? kitabını değişen bakış açımızla okumamızda yarar vardır.

Rüştü Bozkurt, K Kitap Kültür Yaşam, sayı 12, Ocak 2024

 

 

Kapat