Zahmetsiz Ustalık

Zahmetsiz ve ustalık kelimeleri, kolaycılığa kaçanları alaya almak dışında hangi sebeple yan yana getirilmiş olabilir ki? İçimizdeki Usta Müzisyeni Özgür Bırakmak alt başlığı ne anlatıyor o halde? 

Kenny Werner’ın kitabını elime ilk aldığımda çelişkili başlığı dikkatimi çekti: Zahmetsiz Ustalık. Merak uyandırmak için yarım bırakılmış bir cümle olduğunu düşündüm önce. Çünkü zihnim, zahmetsiz ve ustalık kelimelerinin ardına olmaz fiilini kendiliğinden ekleyiveriyor. Bugüne kadar, ustalaşmak için hep çok çalışmamız, eziyet ve sıkıntı çekmemiz gerektiği öğretilmişken, yazarın söylecek başkaca sözü olduğuna ihtimal vermedim doğrusu. Zahmetsiz ve ustalık kelimeleri, kolaycılığa kaçanları alaya almak dışında hangi sebeple yan yana getirilmiş olabilir ki? İçimizdeki Usta Müzisyeni Özgür Bırakmak alt başlığı ne anlatıyor o halde? 

Seçici ve bilgili bir müzik dinleyicisi olduğumu iddia edemem. Enstrüman çalmaya pek hevesli de sayılmam. İçimizdeki usta müzisyeni özgür bırakmaktan bahseden bu kitaba göz atarken, benim ilgimi çeken ünlü caz piyanisti Kenny Werner’in kendisiyle ilgili şu tespiti oldu: “Hiç çalışmamamın nedenlerinden biri de, anlamı olması için, beş saat oturup çalışmam gerektiğine inanmamdı.” Size de tanıdık geliyor mu?

Sayfaları rastgele çevirirken keyif, içsel benlik, doğallık ve akış kelimeleri gözüme çarptı. Öte yandan korku, zihin, ego, kaygı kavramlarıyla sıkça karşılaştım. Başa dönüp önsözü okudum:  “Pek çok insan, odaklanma yetersizliği ve yenilgiye uğramış olma duygusu yüzünden incinmiştir. Bu sorunlar sık sık tembellik ve uyuşuklukla karıştırılır.” Elimdeki kitap yalnızca müzisyenlere hitap ediyor olamaz. Hepimizi ilgilendiren temel bir mesele var burada: “…Bu müzisyenler zihinlerinin tutsağı olmuşlardır. Müziklerinde yaşam özsuyu yoktur.” Müzisyen yerine ressam, yazar, oyuncu, insan kelimelerini; müziklerinde yerine resimlerinde, öykülerinde, rollerinde, hayatlarında kelimelerini kullandım. Hiçbir anlam kaybı olmadı. Çalma sözcüğünü yaşama; müzisyen’i ise insan ile değiştirerek şu cümleyi okudum: “Eğer otuz yıldır çalıyor ve bundan hemen hiç zevk almıyorsanız, çalma sırasını hep diğer müzisyenlere veriyorsanız ve onların sizin sahip olmadığınız bir şeye sahip olduğunu düşünüyorsanız, yıllardır çalıştığınız halde asla bir gelişme kaydedememişseniz, okuyun bu kitabı.” 

Kenny Werner kitapta, caz piyanisti olarak önce kendi öyküsünü anlatıyor. Son derece keyifli bu ilk bölümün ara başlıklarını yazmadan geçemeyeceğim: Long Island’daki Uyuşuk, Sersemleten Okul, Miles da Kim?, Manhattan Müzik Okulu’nda İntihar Nöbeti. Doğrusu, Werner’ın çocukluğu pek muhteşem bir gelecek vadetmiyor. Yazarın müzik hayatı ancak Madame Chaloff ile tanıştıktan sonra değişmeye başlıyor. “Bana bir parmağımı tuşlara yumuşakça bırakmanın mükemmel yöntemini öğretti. Bu benim zahmetsizlikle ilk tanıştırılmamdı. O zamana kadar çalarken homurdanır, inler, yüzümü şekilden şekle sokardım. …bu gerçekten müziğin içinde olduğum anlamına gelirdi. Daha sonra bunun gerilimden başka bir şey olmadığını anladım.” 

Yazar, ilerleyen bölümlerde gerilime sebep olan korkuların üzerinde duruyor. “Kimimiz sanki kafamıza silah dayanmış gibi çalarız, genellikle de orada bir silah vardır - çünkü onu biz tutarız! Her notada veya tuvale vurduğumuz her fırçada kendimizi değerlendiririz; hangi sanat hakkında konuştuğumuzun bir önemi yok. Egonun kölesi olarak korkunun içine hapsedilmişiz.” Akılsız görünme, layık olmama, değersiz olma korkusu, yararsızlık duygusu, zaman kaybetme korkusu… Kenny Werner, korkuları yatıştırma dürtüsünün ise ustalık arayışındaki insanı yoldan çıkardığını söylüyor. Bu yüzden zihninizi susturun ve kendinizi akışa bırakın diyor. “Korku zihinde pusuya yatmıştır. Özgür olmak istiyorsanız zihninizin efendisi olun.”

Yazara göre, korku yaratıcılık ortamını kirlettiği gibi verimli çalışmayı da engelliyor. Beklentilerin yaratıcılık üzerine etkisini ise son derece vurucu bir cümleyle ortaya koyuyor: “Hiçbir şey parlak birşeyler yazma (yaratma) ihtiyacı kadar engelleyici değildir.” Ünlü caz piyanistine göre mükemmel olma beklentisi sadece paradoksu yineler. Ancak iyi yapma kaygısından kurtulup çalışmayı sürdürürsek daha çok şansımız olur. Çalışma konusundaki bahanelere ise cevabı net: “Kimin üç-beş saati var? Gerçekten yoğunlaşıp sabırla beş dakika çalışmak bile nasıl yararlar sağlar, bilmiyorsunuz!” Geniş zamanlar beklemeden, yanlış nota, yanlış kelime, yanlış renkten korkmadan başlayın diyor yazar. 

Kenny Werner, bize basit bir reçete verip kenara çekilmiyor. Egoyu istemsiz çalışan bir kasa benzetirken; zihnin terbiye edilmesi, egonun çözülmesi ve bütün korkuların çekip gitmesine izin verilmesinin ancak sabırlı bir alıştırmayla geliştirilebileceği vurguluyor. Beynin yeniden programlanmasındaki zorlukları kendisi de deneyimlediği için olsa gerek, zahmetsiz ustalık kavramını içselleştirebilmemiz için hem müzik dünyasından hem hayattan etkili örnekler, ilham veren alıntılar paylaşıyor. Meditasyon, olumlama ve değişim için atılacak adımlarda okurun elini hiç bırakmıyor. Bir taraftan şöyle fısıldıyor: “Yoldan çekil ve müziğin kendisini çalmasına izin ver. Elindeki parçayı düşünmeden, her zaman mükemmel çal.”  

Zahmetsiz ustalık yolunda atılacak adımların, yıllar boyunca kemikleşmiş algı, düşünce ve inançlarımızı bir çırpıda değiştiremeyeceğini, zahmetsiz ustalığın sabır gerektirdiğini şu cümlelerle hatırlatıyor yazar: “Ektiğiniz yeni mesajın meyve vermesi için zaman gerekir. Bir çiftçi, ekinlerinin çabuk büyümesi için gidip filizleri çekiştirmez.” 

Kenny Werner’ın, Berklee Müzik Okulu, Zahmetsiz Ustalık Ensititüsü’nde eğitimini verdiği  felsefe, sihirli formüllerle anlık değişimler vadetmiyor. “Enerjinin en az direnişle karşılaştığı başarısızlık ve umutsuzluk yolları” yerine içsel benlikle bağlantıyı koparmadan akışta kalmanın, müziğin parçası olmanın patikalarında dolaştırıyor. Ritmimizi bulana, müziğin içimizden geçip akmasına ve işini yapmasına izin verene dek yanlış notaya basmaktan korkmamayı vurgulayan yazar, hayatın farklı alanlarında uygulanabilecek yeni yaklaşımlar sunuyor. 

Selma Öğünç çevirisiyle Pan Yayıncılık’ın hazırladığı Zahmetsiz Ustalık, içeriğindeki meditasyon, olumlama ve alıştırmalarla sadece müzisyenler değil herkes tarafından defalarca okunmaya aday bir başucu kitabı. Yeniliğin gelenek olduğuna inananlar için…

Ebru Elbaşıoğlu

e.elbasioglu@gmail.com

Zahmetsiz Ustalık kitabını incelemek için tıklayın.

Kapat